Uzun yollar var içimizde!
Ertesi günü olmayan dünlere geri geri koşarken, unutuyoruz bir nefeste geçmişi. Nefs sevmelere gebe oluyor yeniden, ve özlediğimiz ne varsa düşünmekten düşüyor gözümüzden. Bir bebek adı kalıyor geriye, bir de geceleri onun olmayan kokusu burnumuzun ucunda.
Kimimiz kaç kere öldürüyor yaşlar arasında onu,
Hangimiz kaç kere daha güldükten sonra küfür etmekten çekinmiyoruz şimdi?
Geceleri daha ılığız artık, sonbahar gibi ne ağladığımız belli şimdi geceleri- ne güldüğümüz güneş gibi.
İstanbul hepimizi terketti kara sevdası uğruna.
Onu bekleyen Kız Kulesi yalnızlıktan hiç korkmadı!
Sen mi vazgeçemeyeceksin şimdi ?
Oda sensiz mutlu olmasın mı ? Olsun hiç gereği yok yok artık..
Hem neden bir tek seninle mutlu olmayı hakediyor ki, çok sevmesini bir tek sen mi biliyorsun ?
Sevmekte değil aslında, onu anlayanla geçer vakit, ona gık sesini dahi çıkarmayanla kalır aşk..
Ne kadar çok seversen sev, do sesini dahi vermez zaman onu anlayamadıktan sonra..
Bütün notalar do sesini vermeden başlayamazsın!..
Ve hemen sonrasında öğreneceğin her şey ansiklobedi gibidir kalbinde.. Kelimeleri nereye çekmek istesende türkçenin öyle anlamları var ki. Her bitiş yeni bir başlangıç olduğunu hep bu yüzden söyleriz!
Bazen sevmek adam oluyorken içimizde, gün gelecek o aşkın cesedine dahi hiç birimiz üstlenemeyeceğiz! Adını duysak onu tanıyorum demek dahi gelmeyecek içimizden..
Sen Tanrıdan sonra bir kaç adam görünürü değil, toprağı sev..
Çok sev..
Toprağın bütün bencilliği dahi sen kokacak..
Bütün sevdiklerin orada olacak, dünyaya zulm ettiğin o yaşlar sana geri dönecek..
Hicran etme gözlerine, onlara şimdi ne söylesen yalan olacak..
Bu dünya'da kavuşamadığın kim varsa toprakta kavuşmak diye bir şey var.
Bazen bir hakimin sözü bitirir aşkın resmiyetini , gereği düşünülmüştür, yaz kızım..
Ve daktilonun her bir sesi nakış gibi işlenirken beynine, nereden nereye gider aşk!
O anlatma isteği içinde bulunduğum o do sesi dank eder işte o zaman başına..
Aşk sevmekten çok anlaşılmak ister!
Ve sen hangi sözünde onu defalarca kırdığını , hakimin kaleminde anlarsın, ve o kalem kurşundur, siyahtır. O kırıldığında sadece kalbin değil sen idama sürüklenirsin. Ve hakim parmağında ki alyansını çıkardığında, Kalbine değen el uzakta gördüğün güzel manzaralardır artık, gitmek isteyip de gidemediğin koylar gibidir. Kor olursun, ve ağladığında göz yaşını silebilen, tek bir kelimesiyle seni kahkahalara boğacak insanı burada herkesin gözü önünde unutmak zorunda kalacaksın!
Ben aşkın bağımsızlığını, özgürlüğünü neden sevdiğimi anlatmayı başarabildim mi bilmiyorum ama
Onun yanımda olamayışının uzun yollarını bile sevdim içimden
Hep bu yüzden, hepimiz bu yüzden sevmeli, acı çektiğimizden, ciğerlerimiz yandığından değil.
Anlamak için yanında kalmalı aşk..
Yalnız kaldığında anlaşılmayı beklemeyecek kadar çok sevmeli..
Aşkın ''E'' harfini kimse bilmez..
O yüzden aşkı çocuğumuz gibi sahip çıkmalıyız..
Kimimiz anne, baba olmadan..
Adını koyamadığımız o çocuk hep yaşasın.. Çok yaşasın..
Hepiniz yaşayın..
-HDA.
Şiir yaz etkinliği
Ertesi günü olmayan dünlere geri geri koşarken, unutuyoruz bir nefeste geçmişi. Nefs sevmelere gebe oluyor yeniden, ve özlediğimiz ne varsa düşünmekten düşüyor gözümüzden. Bir bebek adı kalıyor geriye, bir de geceleri onun olmayan kokusu burnumuzun ucunda.
Kimimiz kaç kere öldürüyor yaşlar arasında onu,
Hangimiz kaç kere daha güldükten sonra küfür etmekten çekinmiyoruz şimdi?
Geceleri daha ılığız artık, sonbahar gibi ne ağladığımız belli şimdi geceleri- ne güldüğümüz güneş gibi.
İstanbul hepimizi terketti kara sevdası uğruna.
Onu bekleyen Kız Kulesi yalnızlıktan hiç korkmadı!
Sen mi vazgeçemeyeceksin şimdi ?
Oda sensiz mutlu olmasın mı ? Olsun hiç gereği yok yok artık..
Hem neden bir tek seninle mutlu olmayı hakediyor ki, çok sevmesini bir tek sen mi biliyorsun ?
Sevmekte değil aslında, onu anlayanla geçer vakit, ona gık sesini dahi çıkarmayanla kalır aşk..
Ne kadar çok seversen sev, do sesini dahi vermez zaman onu anlayamadıktan sonra..
Bütün notalar do sesini vermeden başlayamazsın!..
Ve hemen sonrasında öğreneceğin her şey ansiklobedi gibidir kalbinde.. Kelimeleri nereye çekmek istesende türkçenin öyle anlamları var ki. Her bitiş yeni bir başlangıç olduğunu hep bu yüzden söyleriz!
Bazen sevmek adam oluyorken içimizde, gün gelecek o aşkın cesedine dahi hiç birimiz üstlenemeyeceğiz! Adını duysak onu tanıyorum demek dahi gelmeyecek içimizden..
Sen Tanrıdan sonra bir kaç adam görünürü değil, toprağı sev..
Çok sev..
Toprağın bütün bencilliği dahi sen kokacak..
Bütün sevdiklerin orada olacak, dünyaya zulm ettiğin o yaşlar sana geri dönecek..
Hicran etme gözlerine, onlara şimdi ne söylesen yalan olacak..
Bu dünya'da kavuşamadığın kim varsa toprakta kavuşmak diye bir şey var.
Bazen bir hakimin sözü bitirir aşkın resmiyetini , gereği düşünülmüştür, yaz kızım..
Ve daktilonun her bir sesi nakış gibi işlenirken beynine, nereden nereye gider aşk!
O anlatma isteği içinde bulunduğum o do sesi dank eder işte o zaman başına..
Aşk sevmekten çok anlaşılmak ister!
Ve sen hangi sözünde onu defalarca kırdığını , hakimin kaleminde anlarsın, ve o kalem kurşundur, siyahtır. O kırıldığında sadece kalbin değil sen idama sürüklenirsin. Ve hakim parmağında ki alyansını çıkardığında, Kalbine değen el uzakta gördüğün güzel manzaralardır artık, gitmek isteyip de gidemediğin koylar gibidir. Kor olursun, ve ağladığında göz yaşını silebilen, tek bir kelimesiyle seni kahkahalara boğacak insanı burada herkesin gözü önünde unutmak zorunda kalacaksın!
Ben aşkın bağımsızlığını, özgürlüğünü neden sevdiğimi anlatmayı başarabildim mi bilmiyorum ama
Onun yanımda olamayışının uzun yollarını bile sevdim içimden
Hep bu yüzden, hepimiz bu yüzden sevmeli, acı çektiğimizden, ciğerlerimiz yandığından değil.
Anlamak için yanında kalmalı aşk..
Yalnız kaldığında anlaşılmayı beklemeyecek kadar çok sevmeli..
Aşkın ''E'' harfini kimse bilmez..
O yüzden aşkı çocuğumuz gibi sahip çıkmalıyız..
Kimimiz anne, baba olmadan..
Adını koyamadığımız o çocuk hep yaşasın.. Çok yaşasın..
Hepiniz yaşayın..
-HDA.
Şiir yaz etkinliği
Yorumlar
Yorum Gönder