BİTEN YENİ BİR KİTAP

BİR ÇERKEZ PRENSESİN HAREM HATIRALARI

Ben Osmanlı Devleti ile birlikte bedbaht olmuş, velinimetinden zorla ayrılmış, çok büyük haksızlıklara uğramış, ruhen ve bedenen çökmüş bir insanım. Hatıramı kaleme almamın elbet bir nedeni var, ama bunu izah etmek pek güç... Ömrümün büyük bir kısmını geçirdiğim ve içinde tarihi hadiselere şahit olduğum saray hayatının bana öğrettiği en önemli şey, sır saklamaktır. Bu sürgün yıllarında, kağıt üzerinde yaşadıklarımı anlatmam sadece Zat-ı Şahaneye ve Kadınefendi Hazretlerine karşı olan derin saygım ve hürmetim sebebiyledir. Onlara yapılan hakaretlere pek üzülüyor, bedbaht oluyorum. Bu yüzden, hatıratımı yazıp ilk önce aileme, sonra devlete ve bu topraklar üzerinde yaşayan insanlara bırakıyorum. Onlar hayatımın şahitleri olsun.
Prenses Leyla Açba

Osmanlı İmparatorluğu’nun son padişahı Sultan Vahdettinin haremlerinden Nazikeda Kadınefendinin nedimelerinden Prenses Leyla Açba’nın Fransızca ve Osmanlıca kaleme aldığı hatıraları, sırlarla dolu harem hayatını ve yakın tarihimizin tartışmalı noktalarını birinci ağızdan bir tanıklıkla dile getiriyor.
Rus işgali üzerine Osmanlı İmparatorluğuna göç etmiş büyük bir Kafkas hanedanına mensup Leyla Hanımın çocukluk ve ilk gençlik yılları II. Abdülhamit döneminde Yıldız Sarayı çevresinde geçer. Saltanatın kaldırılmasına kadar Sultan Vahdettin hareminde nedime olarak hizmet eden Leyla Açba birçok önemli olaya tanıklık eder, bir kısmını şahitlerden dinleme fırsatı bulur.
II. Abdülhamit’in tahttan indirilişi ve Yıldız Sarayının basılması; Mustafa Kemal Paşa’nın huzura çıkarak Sabiha Sultanı istemesi ve Sultan Vahdettin tarafından Samsuna gönderilmesi; Şehzade Yusuf İzzettin Efendi’nin Alman İmparatoru Wilhelmin önünde Enver Paşa’yı tokatlaması ve gizemli ölümü; Sultan Vahdettin’in ülkeyi terk edişi gibi yakın tarihimizin tartışmalı konularının yanında harem hayatı, aşklar, moda, düğünler, Ramazan ayı adetleri gibi dönemin kültürel hayatına ilişkin detayları fevkalade hoş bir anlatımla okuyacaksınız.


Leyla Açba (189

Şubat ayı kitap okuma açısından çok verimsiz geçti benim için.Bu kitabıda Talha Uğurluel konferansında tavsiye etmişti.Buram buram tarih kokan bol bol resimleri olan bir kitap.Osmanlı Tarihi hakkında her ne kadar çok söz söylenmiş ,yazılmışsada aslında bilmediklerimiz bildiklerimize oranla denizde bir damla olduğu şüphe götürmeyen bir gerçek.. Tarih bir milletin hâfızasıdır; tarihini bilmeyen millet, hâfızasını kaybetmiş insana benzer. (B. Lewis) Bu söz nobel ödüllü bir edebiyatçıya ait ve yerden göğe kadar katılıyorum bu sözüne
Bu kitapda hoşuma en çok giden şey ise o zamanı bire bir yaşayan Leyla Hanımın hatıralarından yazılması.Hikaye değil, kurgu değil sadece gerçekler,yaşananlar.Okudum ve kütüphanemin baş köşesine yerleştirdim

BOL OKUMALI GÜNLER


Yorumlar