Dinliyorum ruhumu gurbetten usanmışım,
Bunca “daüssıla”ya dayanırım sanmıştım.
Her yeri vatan saymada meğer aldanmışım,
Herkesle hem dem olacağıma inanmıştım
Milli ikbalimize koşarken nefes nefes,
Ülkemde yaşayıp orada ölmek hayalimdi;
Bir gam melodisi bu yerde duyduğum her ses
Yutkunuyorum belirsiz duygularla şimdi.
Hiç bilmem gönlümün sevdadan bıktığını,
Yer yer bükülmüş olsa da irademin kaddi;
Kim görmüş Mecnun’un Leyla’yı bıraktığını
Hep bu oldu dünyada düşüncemin serhaddi.
Bir buz gibi gözümde her sabah doğan güneş,
Kâbuslar gibi çöküyor, çökünce her gece;
Gündüzler burada kabir karanlığına eş,
İnsanlar ufuksuz, hayatsa tam bir bilmece.
Renkler bir darlığın ağında, hepsi de gri,
Anlamsız bir tümsek o koca gökdelenler;
Duygular derbeder, düşünceler serseri,
Bir hiçe bağlı burada doğanlar, ölenler.
Düz günler monoton, bayramlarsa bir karnaval,
Adeta bir çöl gibi bana bu koca diyar;
Izdırap tam ızdırap, neş’enin rengi melal,
Hazanla inim inim duyduğum yaz-bahar.
Vermiyor bencesini zevk u safanın hayat,
Fecre kapalı sanki gönlümdeki tepeler;
Hep ümide koşsam da sarsılıyor hissiyat,
Kaplıyor ufukları siyah siyah perdeler.
Yok, yaşamanın bu ülkede ölümden farkı,
Sisli, dumanlı geçiyor inadına zaman;
Hiç duyulmuyor hayattan dinlediğim şarkı,
Tın tın nabızlarımızda ruhumdaki hafakan.
İç murakabe deyip kendimi dinliyorum,
Gördüğüm çerçevede yapayalnız efkârım;
Bir mum macerası; yanıyor ver eriyorum
Olsaydı aydınlatmak bari yanarken kârım.
Bunca “daüssıla”ya dayanırım sanmıştım.
Her yeri vatan saymada meğer aldanmışım,
Herkesle hem dem olacağıma inanmıştım
Milli ikbalimize koşarken nefes nefes,
Ülkemde yaşayıp orada ölmek hayalimdi;
Bir gam melodisi bu yerde duyduğum her ses
Yutkunuyorum belirsiz duygularla şimdi.
Hiç bilmem gönlümün sevdadan bıktığını,
Yer yer bükülmüş olsa da irademin kaddi;
Kim görmüş Mecnun’un Leyla’yı bıraktığını
Hep bu oldu dünyada düşüncemin serhaddi.
Bir buz gibi gözümde her sabah doğan güneş,
Kâbuslar gibi çöküyor, çökünce her gece;
Gündüzler burada kabir karanlığına eş,
İnsanlar ufuksuz, hayatsa tam bir bilmece.
Renkler bir darlığın ağında, hepsi de gri,
Anlamsız bir tümsek o koca gökdelenler;
Duygular derbeder, düşünceler serseri,
Bir hiçe bağlı burada doğanlar, ölenler.
Düz günler monoton, bayramlarsa bir karnaval,
Adeta bir çöl gibi bana bu koca diyar;
Izdırap tam ızdırap, neş’enin rengi melal,
Hazanla inim inim duyduğum yaz-bahar.
Vermiyor bencesini zevk u safanın hayat,
Fecre kapalı sanki gönlümdeki tepeler;
Hep ümide koşsam da sarsılıyor hissiyat,
Kaplıyor ufukları siyah siyah perdeler.
Yok, yaşamanın bu ülkede ölümden farkı,
Sisli, dumanlı geçiyor inadına zaman;
Hiç duyulmuyor hayattan dinlediğim şarkı,
Tın tın nabızlarımızda ruhumdaki hafakan.
İç murakabe deyip kendimi dinliyorum,
Gördüğüm çerçevede yapayalnız efkârım;
Bir mum macerası; yanıyor ver eriyorum
Olsaydı aydınlatmak bari yanarken kârım.
M. Fethullah Gülen
Yorumlar
Yorum Gönder